Müşteriyle Daha Derin Bağlar Kurmanın Anahtarı: Duygusal Zeka

https://www.linkedin.com/pulse/eski-al%25C4%25B1m-y%25C3%25B6ntemlerini-unutun-modern-%25C5%259Firketler-i%25C3%25A7in-duygusal-ortac-xidpf

Eski Alım Yöntemlerini Unutun!!! Modern Şirketler İçin Duygusal Zeka ile Seçim, Saygı Empati...

Aytac Volkan Ortac

Aytac Volkan Ortac

Business Development, Customer Relations. Sales Management, Consultant, Advisor, Trainer

 

13 Ağustos 2024

Aytac Volkan Ortac

Yazıma giriş yapmadan önce şunu belirtmek isterim ki bu yazı da bazı özel pozisyon ve onların seçim kriterleri baz alınmamamıştır. Ayrıca, hiçbir kişi ve kurumla ilgisi yoktur.

Sadec arkadaşlarımla bir araya geldiğimizde çokca konuştuğumuz konulardan bir tanesi olduğu için yazmak istedim.

Teknoloji her gün ısık hızıyla ileri gidiyor, gün yok ki yeni buluş, yeni AI sitesi kurulmasın. Bu sebeple ben de bu kapsamda teknolojik zekadan ziyade aslında duygusal zekanın işe alım süreçelerinde kullaanılmasından baahsetmek istiyorum.

Bir işe alım sürecinde Hepimizin bildiği gibi IQ (Zeka Katsayısı), EQ (Duygusal Zeka) ve TQ (Teknojik Zeka)' sunu en dengeli şekilde kullanabilen adayların seçimi, bence günümüz şartlarında en etkin yöntem olacaktır.

Burada, bu kavramlara teknik terimlere değinmeyeceğim, sonuçta akademik bir makale kaleme almıyorum, sadece ben kendi bakış açımdan düşüncelerimi kaleme alıyorum.

İnanın bana göre % 70 oranında şirket seçimlerinde çok da isaabetli olamıyor, bunu ben söylemiyorum. İş değiştirme döngüzü son 10 yılda oldukça hızla artmış durumda, Çalışma yılı aynı şekilde. Bunda tabiiki bir çok faktör olmakla birlikte, mülakat süreçlerinde de hatalar olduğuna inanıyorum ve ben bu boyutu bu gün ele almak diğer faktörlerden ziyade.

Bir zamanlar iş görüşmeleri, aynı sıkıcı ve kalıplaşmış sorularla dolu olurdu. "Beş yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?" ya da "En büyük zayıflığınız nedir?" gibi sorular, yıllardır iş dünyasında tekrarlanıp durdu. Ancak, dünya değişiyor. Bilgi artık her yerde, ve yeni nesil adaylar, işin sadece bir iş olmadığını biliyorlar; iş, kişisel gelişim, anlam ve tatmin arayışıyla ilgili. Artık firmalar, adayları sıradan sorularla değil, duygusal zekalarını (EQ) anlama yoluyla seçmeli.

Günümüzde adaylar, şirketleri seçiyor, şirketlerin kendilerini seçmesini beklemiyorlar. İş arayanlar artık sadece maaş ve yan haklarla ilgilenmiyor.

İşlerinin anlamlı olması, değerlerine uygun olması ve kişisel gelişimlerine katkı sağlaması onlar için en önemli unsurlar arasında. Bu nedenle, şirketlerin eski işe alım yöntemlerini bir kenara bırakıp, adayları daha derinlemesine tanımaya yönelik bir yaklaşım benimsemeleri ve tabiiki soru kalıplarını da buna göre seçmeleri gerekiyor.

"Beş yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz?" gibi sorular, adayın geleceğe dair belirsiz tahminlerde bulunmasına neden olabilir. Bu tür sorular, adayın karakterini, değerlerini ve duygusal zekasını anlamak için yeterli değil. Artık adayların nasıl hissettiği, olaylar karşısında nasıl tepki verdikleri ve stresle nasıl başa çıktıkları gibi daha insana dair sorular sormak gerekiyor.

DÜŞÜNSENİZE İŞ GÖRÜŞMESİNDESİNİZ VE SİZE BEŞ YIL SONRA NEREDE KENDİNİ GÖRÜYORSUN SORUSU GELDİĞİNDE ;

'VALLA HAYAT BU NE GETİRECEĞİ BELLŞİ OLMAZ NEREDEN BİLEYİM' DİYEBİLİR Mİ BİR ADAY diyorum ve kocam bir soru işari bırakıyorum. Lütfen cevap verirken samimi olun kendinize...

 

Neyse biz devam edelim.

Buraya kadar sabırla okuyanlardan😂😂😂 sorunun geldiğini tahmin ediyorum.

Peki, duygusal zeka ile bir adayı nasıl değerlendirirsiniz?

İlk olarak, empatiye odaklanan sorular sormaya başlayabilirsiniz. Örneğin, "Bir iş arkadaşınız zor bir dönemden geçiyor ve performansı düşüyor, bu durumda ne yaparsınız?" gibi bir soru, adayın empati kurma becerisini ortaya çıkarabilir. Bu tür sorular, adayın sadece yeteneklerini değil, insanlarla olan ilişkilerini nasıl yönettiğini de anlamanızı sağlar.

Bu sadece bir örnek yüzlerce soru bulunabilir.

Benim il etapta aklıma gelenler;

 

  • Bir hata yaptığınızda bunu nasıl kabul edersiniz?
  • Zor bir karar verirken ne gibi duygusal süreçlerden geçersiniz?
  • Takım içinde bir çatışma yaşadığınızda, nasıl bir yol izlersiniz? v.b.

Kısaca, SÜREÇ konusuna da değinip yazımı sonlandıracağım.

Arkadaşlarımlada zaman zaman konuşuyorum;

 

  1. Mülakat 2 hafta sonra 2. mülakat 1 hafta sonra 3. mülakat ve 2 hafta sonra 4. mülakat.....

Hem Kendinizin, Hem Şirketinizin Hem de adayınızın zamanını harcıyorsunuz 😠

Ayrıca; hiçbir şekilde profesyonel olmayan bir yaklaşım, bunun dışında da adayın daha işe girmeden şirket hakkında 'Dinamizmden Uzak Algısı' yaratıyorsunuz.

Bir de daha kötüsü var ki onunla ilgili başka bir gün daha detay yazarım.

1. Mülakat, 2. Mülakat, belki 3. sonra haber yok, geri dönüş bile olmuyor ya da sadece çok basit bir maille başka adayla ilerlemeye karar verdik.

 

Duygusal zekayı, profeyonelliği devre dışı bırakarak EMPATİ diyorum...

İnsan olmanın en büyük Sırrı önce Kendini sonra da Karşındaki anlamak ve yine Önce Kendine, sonra Karşındakine Saygı duymaktır.

SAYGI...

Ez cümle;

İşe alım süreci, artık sadece bir formalite değil.

Adayları gerçekten tanımak, onları anlamak ve onların iş yerinde nasıl bir etki yaratacaklarını öngörmek için duygusal zekayı ve empatiyi ön planda tutmalısınız.

Bu, hem çalışan memnuniyetini, hem de iş yerindeki genel uyumu artıracak ve şirketinizin başarısına %100 bolumlu olarak yansıyacaktır.

BİRAZ UZATTIM AMA, KONU HAKKINDA KİTAP BİLE YAZILIR.

SONUNA KADAR OKUMA ZAHMETİNİ GÖSTEREN VE ZAMANININI HARCAYANLARDAN ALLAH RAZI OLSUN HAKKINIZI HELEL EDİN.

Aytac Volkan Ortac